12 Ocak akşamı Kuzey Irak, Pençe Kilit Operasyon Bölgesinden gelen acı bir haberle yeniden sarsıldık, ciğerlerimiz yandı, gecemiz kabusa döndü. Daha iki hafta önce aynı şekilde benzeri bir saldırıyla kaybettiğimiz 12 kahraman şehidimizin acısı henüz kurumadan dün de 9 yiğit vatan evladı toprağa düşmüş, kahpece saldırı sonucu şehit edilmişti.
Yaklaşık 40 yıldır ülkemizin ve milletimizin başına bela edilen ayrılıkçı terör örgütüyle mücadele halindeyiz. Kim ne derse desin devletimizin bir numaralı sorunu hala bu terör hadisesidir. Başta ABD olmak üzere tüm emperyal ve batılı ülkelerin koruması ve organizesi altında alçakça saldırılarını sürdüren PKK, YPG, adı bilmem ne, soysuzlar sözde müttefikimiz olan devletlerden almış oldukları desteklerle satılmışlığın alasını yapıyor, vatanımızın huzur ve refahına dinamit koyarak sosyal-psikolojik-ekonomik-askeri her alanda toplumsal uzlaşı ve huzurumuzu bozmaya devam ediyor.
12 kahraman şehidimizin ardından yazmış olduğumuz makalemizde de belirttiğimiz üzere; devletimiz, şanlı ordumuz olanca gücüyle bu kancık terör örgütüyle mücadele etmeye devam ediyor lakin her nedense bu lanet terörün kökünü kazıyabilmiş değiliz. Her yıl binlerce terörist gebertiliyor, “terörün belini kırıyoruz, kökünü kazıyoruz” gibi beyanatlarla netice almaya çalışıyoruz. Geçen de belirttiğim gibi bu terör örgütü bir bataklık gibi. Öldürülen cani teröristler bu bataklığın ürettiği sadece sinek hükmündedir. Bataklık dururken istediğiniz kadar sineklerle mücadele edin, bu strateji ve metotla sinekler var olmaya, üremeye devam edecek. Asıl hedef bataklığın kurutulmasıdır.
Son zamanlarda ülke içinde ciddi ve başarılı operasyonlar gerçekleştirilmiş örgüte ciddi kayıplar verdirilmiştir. Bunun üzerine ayrılıkçı terörizm son dönem büyük bir strateji değişikliğine gitmiş, asıl güçlerini sınırlarımızın dışında konuşlandırmıştır. Kuzey Irak ve Suriye bahsettiğimiz bataklık mecralardır. Bu bataklıkların koruyucuları batılı müttefiklerimiz, ABD ve Siyonist İsrail’dir. Dolayısıyla bu bataklıkların var olma sebebi olan bu ülkelere değişik alanlarda değişik tepkilerimizi reel-politik kavramı çerçevesinde değerlendirerek ortaya koymalıyız. Müttefik dediğimiz bu devletlerle artık diplomatik-siyasi-ekonomik ve askeri alanda alışılmışın dışında ciddi ve cesur yaptırımlara girmek zorundayız.
Kimsenin bu milleti kandırmaya, oyalamaya, günü kurtarmaya hakkı yoktur. Hamasi nutuk, slogan ve beyanatlarla terörün önlenemeyeceği artık anlaşılmalıdır. Daha kaç evimize şehit ateşi düşecek? Daha kaç evladımız öksüz kalacak? Daha kaç bacımız dul kalacak? Daha ne kadar annemizin gözyaşı akıtılacak?
NATO’nun en büyük müttefikimiz olarak zikredilen ABD’nin 9 şehidimizin arkasında yayınlamış olduğu taziye mesajı acımızı hafifletmeyi bırak katmerleştirerek bu ülkeye olan kin ve nefretimizi arttırıyor. Adeta bizimle alay ediliyor. Terör örgütü PKK’nın ya da YPG’nin en büyük hamisi, kurucusu, eğiticisi, her türlü lojistik-mühimmat ve silahı veren ABD değil midir? Teröristlerin elinde çıkan silahlar, tanksavarından uçaksavarına kadar hep ABD menşeili değil midir? O zaman asıl düşmanın ABD olması gerekmiyor mu? Pekâlâ biz ABD’ye karşı ne yapıyoruz? Sadece ayıplıyoruz. Kınıyoruz. Bu nasıl müttefiklik diye soruyoruz? Sonra bir hiç…! Yeni şehitlerimizin gelişine kadar. Unutup gidiyoruz.
Yapılması gereken net ve bellidir. Başta ABD olmak üzere terör destekçisi ülkelerle onların anlayacağı dilde mücadele edilmeli. Öncelikle ülkemizdeki NATO ve ABD askeri üstlerinden başlayalım mücadele etmeye. Cesur ve kararlı bir şekilde adımlar atalım. Artık bu işin lamı-cimi kalmamıştır.
Suriye’nin Kuzeyinde 100-150 bin kişilik orduya sahip her türlü altyapısı hazırlanmış, bağımsız bir Kürdistan kurulmak üzeredir. Yarın çok geç olabilir.
Gerisi lafügüzaftır.
Sözün bittiği yerdeyiz.
Kahrolsun PKK, Kahrolsun ABD, Kahrolsun İsrail demekle maalesef bu melunlar kahrolmuyor. Üzülen bu aziz millet, toprağa düşen bizim yiğitlerimiz, ağlayan gene bizim anamız, öksüz kalan bizim evlatlarımız.
Bu vesile ile tüm aziz şehitlerimize Allah-u Teala’dan rahmet diliyoruz. Milletimizin ve kederli ailelerinin başı sağ olsun. Sabr-ı cemil ihsan eylesin.