İnsanlığın yalnız maddî boyutu ile algılandığı ortamlarda küresel ve egemen güçlerin parçala yut yönteminin uygulanması sonucunda mazlumları , güçsüzlerin her türlü zulmü kendilerine revâ görenlere karşı korumasız hale gelmesi insana insanlık öldü mü? sorusunu düşündürmektedir.
Bu emperyal çetelerin iştihaları, doyumsuzlukları, azgınlıkları o kadar sınırsız ki dünyayı yaşanmaz hale getirmekte herhangi bir beis görmeyip, her türlü duyarsızlığı sergilemekten geri kalmamaktadırlar.
Halbuki bizim akidemizde yaşam hakkı kutsaldır, haksız yere bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmeğe eşdeğer olarak kabul edilmektedir. Hayatı yalnız dünyaya endeksli olarak kabul edenler, ruhsuz,robotik, biyolojik olarak algılamakla, ölümü yokoluş kabul eden âfâkî değerlendirmelerle yaratılış gayesini müdrik olmayan insanların hükümranlığında dünyanın huzur,güven barış beklentileri muhayyel hale geleceği mutlak bir hakikattir.
Çünkü İlâhî mahkemeyi yok sayanlar KUVVETLİYİM ezmek hakkımdır ilkelerini benimseyerek her türlü zulmü irtikâp edebilirler. Bunu önleyebilecek hiçbir beşerî yaptırım olamayacağı yaşanan güncel soykırımlar ile açık, seçik görülmektedir.
İnsanlık adına bu trajik oluşumları büyük şair gönül insanı Yahya Kemal Beyatlı’nın dizelerinde âhıret yolculuğunu vecîz bir şekilde terennüm ettiğini görüyoruz. Bu dizeleri büyük bestekâr Münir Nurettin Selçuk gönüllere dokunan bir şekilde bestelemiş katılaşan kalplere bir mesaj niteliğinde. Yaratılış gâyesini baz alan, fıtratın yasalarına göre yaşamın dizayn edildiği günlerde buluşmak dileğiyle her şeyin sahibine emanet olun…..