İsveç ve Hollanda travmalarından şöyle bir ders çıkarlamaz mı?
Bir sürü yalan dolan işlerimizle, iş ve işlemlerimize kattığımız hilelerle, çalıp çırpmalarımızla, yanlış yaptığımız tartılarla, bir birlerimizi aldatmalarla, sözde müslüman ülkelerinde ayyuka çıkan ahlâksızlıklarla, siyaseti ve ticareti pespaye hâle getirişimizle, adaletsizlikler ve hırsızlıklarla, helali haramı karıştırmamızla, adam gibi üretmemekle, hakça üleşmemekle, korkunç tüketim ve israflarımızla, adam kayırmalarımızla, Müslüman ülkelerinin geri kalmışlığıyla, her fırsatta 'tu kaka' dediğimiz Batıya ve mazrufu unutup zarfa olan hayranlığımızla...biz zâten hergün Kur'an'ı yakıp yıkıyor olmuyor muyuz sâhi?
NEREDEN Mİ ÇIKTI BU SORU?
İsveç'de, Rasmus Paludan adlı bir faşist vandal güya, ayetlerin toplamı olan Kur'an'ı yaktı kendince.
Hollanda'nın başşehri Amsterdam'da ırkçı geri zekalı Edwin aynı Kur'an'ı yırttı ya hani?
Bireysel, siyasi ve içtimai yapılarımızla, iliklerimizde hissettiğimiz tüm acı ve isyanlarımızla biz Müslümanlar da, dinimize hakaret ve sövme olarak aldığımız bu çirkin olayları dilimizle, yazımızla, kalbimizden buğz ederek, bütün hınç ve nefretimizle kınadık, lânetledikya hani.
Artık, olayları at gözlüğü ile işimize kolay gelen cepheden, zahmeti de olmayan bir okumayı kanıksadık ama, bir de şöyle okusak ne dersin ey Müslüman?
BU SAYGISIZLIKLAR NE ANLAMA GELİYOR?
Haklı olarak çirkin bir nefret suçu olarak nitelediğimiz bu saygısızlıklarıyla ne demek istedi bu gaddar vandallar sahi?
Bir çok mesajı var elbet ama, denmek istenen bilinç altında ki temel tema şudur.
"Senin din diye inandığın, İslâm ve ayetler bütünü Kur'an benim için yok hükmündedir."
IQ sü eksilerde bu geri zekâlılar ayetleri sâdece sahifeler olarak algılıyorlar.
OYSA Kİ...
Bedeni, organları duygu ve düşünceleriyle bizatihi kendilerinin; yaşamın, zamanın, arz ve arşın, bilinen bilinmeyen, görülen görülmeyen yanlarıyla tüm âlemlerin, evrenin zerreden kürreye her bir parçasının Kur'an'dan birer ayet (delil) olduğunun bilincinde ve farkında değiller.
Esâsen, yaptıklarının kendilerini yakmanın inkârın, yok hükmünde olduklarının bir ifâdesi olduğunu anlamayacak kadar aptal bunlar.
Kendilerinin ve devletlerinin en ağır şekilde karşılık görmeleri gereken ahlâk, saygı ve edep yoksunu bu insanların netice de yaktıkları, yırttıkları sembolik bir kitap ve sahifeleridir.
Hayatın birer yasası (ayetler toplamı) olan kendilerini, evreni, zamanı, güneşi, ayı, yıldızları, geceyi, gündüzü, havayı yakabilir mi insan?
İSYANLARIMIZ HAKLI DA...
Peki farkında mısın ey Müslüman?
Hükümlerine uymayarak hergün yakıp yıkmıyor muyuz biz Kur'an'ı?
AZAMETLİ SORUYU TEKRAR SORALIM.
Bir sürü yalan dolan işlerimizle, iş ve işlemlerimize kattığımız hilelerle, çalıp çırpmalarımızla, yanlış yaptığımız tartılarla, bir birlerimizi aldatmalarla, sözde müslüman ülkelerinde ayyuka çıkan ahlâksızlıklarla, siyaseti ve ticareti pespaye hâle getirişimizle, adaletsizlikler ve hırsızlıklarla, helâli haramı karıştırmamızla, adam gibi üretmemekle, hakça üleşmemekle, korkunç tüketim ve israflarımızla, adam kayırmalarımızla, Müslüman ülkelerinin geri kalmışlığıyla, her fırsatta 'tu kaka' dediğimiz Batıya ve mazrufu unutup zarfa olan hayranlığımızla...biz zâten hergün Kur'an'ı yakıp yıkıyor olmuyor muyuz sâhi?
Kur'an'a şekline, zarfına, sahifelerine değil ama, ruhuna, mazrufuna her gün hürmetsizlik yok mu Müslümanlar da?
Ne kadar da az aklediyoruz?