Lânet olası kirli niyetli, kara zihniyetli, kara eller bir kez daha İstiklâl Caddesi'ni kana boyadı, yürekleri acıya gark etti.
Öncelikle ve şahsen, şeytâni ve terör planlı bir tuzak olduğuna inandığım, acımasız ve menfur bu olayda hayatını kaybeden insanlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Acılı ailelerimizin, her geçen gün yükü ağırlaşan İstanbul'umuzun ve çilesi bitmeyen aziz milletimizin başı sağ olsun.
Bilinmelidir ki, masum insanların, ölümüne, yaralanmasına ve mağduriyetine neden olan hiç bir tercihin haklı, insani ve siyâsi gerekçesi olamaz.
İnanıyoruz ki, lânetle karşıladığımız bu menfur olayın sorumluları devletimiz tarafından behamehâl yakalanacak ve gereği hakkıyla yapılacaktır.
İkincil olarak şunu belirtmeliyim.
Bir sorunun sonuçlarının sağlıklı olması, yol ve yöntemlerin, öncelikler sıralamasının doğru yapılmasıyla yakından ilintili ve doğru orantılıdır.
Üçüncül olarak, bu menfur olayı, siyâsi tercih ve heveslerimize malzeme yapma gafletine düşmemektir.
Dördüncü nokta, millet olarak bir algı yönetimiyle karşı karşıya olduğumuzu unutmamaktır.
Bu bağlamda, Sulh Ceza Hakimliği'nin menfur olayın rakamsal sonuçlarına değil, ama görsel boyutlu resimlerinin yayımlanmasına getirdiği yasak kararı, 'Algı yönetimi' bakımından bize görede doğrudur.
ALGI'NIN BİYOGRAFİSİ.
Dikkati bir noktaya odaklayarak başka şeyleri elde etmeye çalışmak, yâni insanı kandırmaya, olandan farklı bir şey sandırmaya yönelik bilinçli uğraşlara ALGI deniyor.
Profesyojel bir toplum mühendisliği olan bu kandırma ve sandırma işini anlatmak için günümüzde, 'Algı Yönetimi' bileşik kelimesi kullanılıyor.
Algı yönetimi esâsen, niyet ve amaçlara bağlı hilesel bir taktiktir.
Adı sonradan konsa da, insanla var olan 'algı yönetimi' amaçları mümkün kılmaya yönelik araçsal bir bileşik kavramdır.
İnsanların niyet ve amaçlarına göre, 'algı yönetimi' zararlı da olabilir, yararlı da olabilir.
Hangi alanda ve hangi niyetle olursa olsun, ahlâki olmayan ve özellikle terörle ilintili ve iltisaklı tüm algı yönetimleri ahlâksız, zararlı ve tehlikelidir.
Benzerleri gibi, İstiklâk Caddesi terör saldırısı da, insan canı ve kanı üzerinden milletin psiko morâl ve maneviyatını, birlik, dirlik ve berâberliğini hedef almıştır.
Zarar ziyan tesbiti, sonrasında iktidarın, tedbir noktasında varsa ihmâllerinin, yanlışlarının ve yaklaşımlarının sorulması ve sorgulanması hakkımız saklı kalmak kaydıyla; devletin menfur ve meşum bir terör saldırısı olan Taksim'deki olayla ilgili görselleri paylaşma yasak kararını bu açıdan okumak gerekir diye düşünmekteyim.
MİLLETİM UYAN.