Tokat Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğimizin yönetim kurulu toplantısı için halk otobüsündeyim. Arkaya yakın çifli koltuktan birisinde oturuyorum. Yanımdaki boş olan koltuğa, spor giyimli, makyajlı ve rahat hareketli, genç ve güzel bir kız oturdu.
Ramazan Bayramı sonrası yoğunluğu mudur, yoksa anneler günü arefesi yoğunluğu mu bilmem, ama otobüs oldukça kalabalıktı. Otobüsün orta kısmında, bize bir kaç adım yakınlıkta, kalabalık arasında yaşlı sayılabilecek, duruşundan ve durumundan rahatsız olduğu anlaşılan tesettürlü bir hanımefendi ayakta duruyor. 20 li yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim yanımdaki genç kız âniden kalktı, kadına yaklaşıp nezaketli bir tavırla yerini teklif etti. Kadın tereddüt etmeden genç kızın gösterdiği yanımdaki boşalan koltuğa oturdu.
Hem asortik giyinimli genç kızın anlamlı tavrı, hemde yaşlı kadının genç kıza bir teşekkür bile etmemesi dikkatimi çekti birden.
Toplumda son zamanlarda seyrekleşen, güzel ve çarpıcı bu tür örnekleri gözlemlemeyi seven bir emekli eğitimci olarak, gayrı ihtiyâri duruma müdâhâle etme isteğim depreşti.
Genç kıza hitâben:
"Hassasiyetiniz için size çok teşekkür ediyorum kızım. Sakıncası yoksa ismini lütfedermisin?
Teşekkürümden memnun olduğunu tebessüm ederek ismini vermesinden anladım.
"Nisanur efendim."
"Nisanur, durumdan vazife çıkararak seri bir şekilde teyzeye yerini teklif etmen bana çok anlamlı geldi. Böyle örneklere toplum olarak ihtiyacımız var." Dedim.
Nisanur'un daha çok mutlu olduğunu, kendisiyle gurur duyduğunu mimiklerinde okudum sanki."
Kendisine yer gösterilen, kalabalıkta sıkıntı yaşamaktan kurtulan teyzeye de bir mesaj verme gereği duydum. Zirâ bir teşekkür bile etmemişti Nisanur'a.
"Genç kızımıza teşekkür eylemekte haksızmıyım hanım teyze? Dedim.
Kadın, mesajı almıştı.
"Bende çok teşekkür ederim kızım. Allah razı olsun. Allah zihin açıklığı versin, işini gücünü rast getirsin inşallah." Dedi soruma karşılık.
Bu arada, küçük harflerle de olsa kısa metrajlı sohbetimizi yakın mesâfede olan diğer yolcuların dikkatle dinlediği farkettim. Maksat hasıl olmuştu. Eğitimin her yerde, her ortamda yapılabileceğinin mümkün olduğunu birkez daha anlamıştım.
Tekrar Nisanur'a dönüp, ineceğimiz durağa kadar okuluyla, hayâlleri ile ilgili kısa bir sohbetimiz oldu.
Nisanur'la tebessümmlü bakışlarla ayrılırken, her ikimizde mutluyduk.
Zannediyorum ki, Nisanur ve teyze bu güzel örneği evlerinde, çevrelerinde anlatacaklar ve güzel âdetlerimizin çoğalmasına da katkı vereceklerdi.